Home
Links
Contact
About us
Impressum
Site Map


YouTube Links
App Download


WATERS OF LIFE
WoL AUDIO


عربي
Aymara
Azərbaycanca
Bahasa Indones.
বাংলা
Български
Cebuano
Deutsch
Ελληνικά
English
Español-AM
Español-ES
فارسی
Français
Fulfulde
Gjuha shqipe
Guarani
հայերեն
한국어
עברית
हिन्दी
Italiano
Қазақша
Кыргызча
Македонски
മലയാളം
日本語
O‘zbek
Plattdüütsch
Português
پن٘جابی
Quechua
Română
Русский
Schwyzerdütsch
Srpski/Српски
Slovenščina
Svenska
தமிழ்
Türkçe
Українська
اردو
中文

Home -- Turkish -- Perform a PLAY -- 050 (Caution danger of an avalanche)

Previous Piece -- Next Piece

TİYATRO OYUNLARI -- bu oyunları başka çocuklara oyna!
Çocukların oynaması için tiyatro oyunları

50. Dikkat Çığ Tehlikesi


İsviçre’nin yüksek dağlarında bir çocuk koyunlarını güdüyordu. Çiçekleri ve parıl parıl parlayan buzulları çok seviyordu. O sırada dar patikadan bir yolcu çıkageldi.

Yolcu: “Merhaba küçük çoban, adın ne senin?”

Henry: “Merhaba, adım Henry.”

Yolcu: “Burada tek başına mı çobanlık ediyorsun?”

Henry: “Evet, okullar tatilde. Ben de babamın koyunlarını güdüyorum.”

Yolcu: “Yani sen bir çobansın. İyi çobanı tanıyor musun?”

Henry: “Hayır, kim o?”

Yolcu: “Rab İsa Mesih. İncil’de insanlar, kendi yolundan gitmek isteyen söz dinlemez koyunlara benzetiliyor. İyi çoban bizi arıyor. O bizi yönlendirmek, bize yardım etmek ve sonunda cennette kendi yanında bizi görmek istiyor.”

Henry: “Ben ölünce beni de yanına alacak mı?”

Yolcu: “Evet, yapman gereken tek şey senin çobanın olması için O’nu çağırmak.”

Henry: “O’nu hemen şimdi çağırmak istiyorum.”

Henry kısaca ve basit bir şekilde dua etti. Yüreğinden geldiği gibi yaptı bunu. İsa’ya ait olmak istiyordu. Yolcu yoluna devam etmeden önce şöyle dedi:

Yolcu: “Şimdi sonsuza dek iyi çobana aitsin. Şöyle diyebilirsin: Rab benim çobanımdır, eksiğim olmaz. Ayetteki her sözcük için bir parmağını say.”

Henry ayeti tekrar tekrar söyledi içinden. Bunu yaparken her sözcükte bir parmağını sol eliyle sıkıca tutuyor, ama “benim” sözcüğüne karşılık gelen ikinci parmağını özellikle daha sıkı tutuyordu.

Henry: “Rab benim çobanımdır, eksiğim olmaz.”

Henry bu yolcuyla yaşadıklarını sevinç içinde annesine ve babasına anlattı. Derken tatil bitti ve Henry tekrar okul başladı.

Kış bastırmıştı. İsviçre’nin dağlarında kış çok tehlikeli olabiliyordu. Bazen çığ düştüğü de oluyordu.

Henry diz boyu karda bata çıka ilerledi. Birden bir gürültü koptu. Henry kaçmak istedi, ama kaçmak için çok geçti. Dağdan hızla düşen çığ Henry’yi kendisine katmış ve ağır bir kar kümesinin altına gömmüştü onu.

Hava karardığında Henry’nin annesi ve babası onun için endişelenmeye başladılar. Onu her yerde aradılar. Onu bulduklarında sol eliyle sağ elinin ikinci parmağını sıkıca tutmuş olduğunu gördüler. Henry ölürken iyi çobanı düşünmüştü.

Annesi ve babası çok üzgündü. Ama Henry’yi bir gün cennette göreceklerini bilmek onları teselli ediyordu. Çünkü bir gün onlar da iyi çobanın yanına gideceklerdi.

Bu ayeti sen de söylemek ister misin?: Rab benim çobanımdır, eksiğim olmaz.


Konuşan kişiler: Anlatıcı, yolcu, Henry

© Copyright: CEF Germany

www.WoL-Children.net

Page last modified on May 28, 2018, at 05:01 PM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)