Home -- Turkish -- Perform a PLAY -- 031 (Alarm on the farm)
31. Çiftlikte Yangın
Orhan’ı tanıyor musun? Orhan bir çiftlikte yaşıyordu. Doğum gününde gerçek bir civciv hediye edilmişti ona. Orhan bu civcive tek başına baktı. Zamanla civciv büyüdü ve tavuk oldu. Sarı civciv tüyleri şimdi bembeyazdı. Bu nedenle Orhan ona Beyaz Hanım adını taktı. Kümeste onun için yeni bir folluk hazırladı. Beyaz Hanım ne zaman yumurtlasa yüksek sesle bunu herkese duyuruyordu.
(Gıdaklama sesi)
Tarladaki ekili buğdaylar büyüdükçe Beyaz Hanım yumurtlamaz oldu.
Orhan: “Anne, Beyaz Hanım’ın nesi var? Artık hiç yumurtlamıyor ve sık sık buğday tarlasında gözden kayboluyor.”
Anne: “Hele bir bekle bakalım Orhan.”
Anne bunu söylerken gülümsüyordu. Bir kaç hafta sonra Orhan annesinin niçin güldüğünü anlamış oldu.
Orhan: “Anne, anne! Buraya bak!”
Beyaz Hanım arkasında bir sürü minik civcivle buğday tarlasından çıkıp geldi. Orhan’ın sevincine diyecek yoktu.
(İtfaiye sireni sesi)
Bir gün itfaiye arabasının sireni duyuldu. Yangın çıkmıştı! Buğday tarlası yanıyordu! Yangın neredeyse çiftliğe de sıçrayacaktı.
Orhan: “Beyaz Hanım nerde? Yoksa...”
Orhan cümlesinin sonunu tamamlamadan buğday tarlasına koştu. Bir de ne görsün? Beyaz Hanım yanmış, kömür olmuştu. Orhan Beyaz Hanım’ı yerden aldı. O anda tavuğun yattığı yerde birbirine korkuyla yaslanmış halde civcivleri gördü.
Orhan: “Bu nasıl olabilir?”
Anne: “Hayvanlar tehlikeyi hemen sezerler. Alevler geldiğinde annelerinden yardım ummuş olmalılar. Beyaz Hanım çabucak oradan uzaklaşabilirdi, ama civcivler bunu başaramazdı. Beyaz Hanım civcivlerini çok seviyordu. Bu nedenle kanatlarını onların üstüne gerip onları alevlerden korudu. Civcivlerinin yaşaması için kendini kurban etti.”
Baba: “Bunu İsa’nın bize olan sevgisiyle karşılaştırabiliriz. Orhan, sakın unutma, İsa biz yaşayalım diye bizim için gönüllü olarak öldü.”
Konuşan kişiler: Anlatıcı, Orhan, anne, baba
© Copyright: CEF Germany