STORIES for CHILDREN by Sister Farida(www.wol-children.net) |
|
Home عربي |
Home -- Turkish -- Perform a PLAY -- 117 (A sad Christmas 1) This page in: -- Albanian -- Arabic? -- Armenian -- Aymara -- Azeri -- Bengali -- Bulgarian -- Cebuano -- Chinese -- English -- Farsi -- French -- Fulfulde -- German -- Greek -- Guarani -- Hebrew -- Hindi -- Indonesian -- Italian -- Japanese -- Kazakh -- Korean -- Kyrgyz -- Macedonian -- Malayalam? -- Platt (Low German) -- Portuguese -- Punjabi -- Quechua -- Romanian -- Russian -- Serbian -- Slovene -- Spanish-AM -- Spanish-ES -- Swedish -- Swiss German? -- Tamil -- TURKISH -- Ukrainian -- Urdu -- Uzbek
TİYATRO OYUNLARI -- bu oyunları başka çocuklara oyna!
Çocukların oynaması için tiyatro oyunları
117. En Hüzünlü Doğuş Bayramı 1Annett yatakta bir yandan diğer yana döndü. Sonra birden aklına geldi: Bugün Doğuş Bayramı! Hemen yataktan kalktı. Annett: “Dani, Dani, nerdesin?” Dani: “Koş, hemen giriş kapısına gel Annett.” Annett: “Dışarıda ne yapıyorsun öyle? Üşüteceksin.” Dani: “Annett, Noel Baba gelmiş! Noel Baba buraya dağlara gelmez, demiştin. Ben yine de kırmızı ev terliklerimi dışarı koymuştum. Gördün mü, bana bir şey getirmiş!” Annett de görmüştü armağanı. Kar gibi beyaz bir kedi yavrusu, kıvrılmış terliğin içinde uyuyordu. Dani onu alıp eve götürdü. Dani: “Ona Pamuk Prenses adını vereceğim. Öyle mutluyum ki!” Dani kediye ılık süt verirken, Annett de büyükannesinin sallanan sandalyesine oturmuş Dani’yi izliyordu. Beş yıl önceki Doğuş Bayramı geldi aklına. O yıl yedi yaşındaydı. Komşusuyla ve komşusunun oğlu Lukas’la birlikte kiliseye gitmişti. Ne güzel şarkılar söylemişlerdi. Sonra kilisenin pastörü bebek İsa’yı anlatmıştı. Ama şu kömür gibi kara saçları olan, hırslı Lukas’a katlanamıyordu hiç. Lukas Annett’in ayı şeklindeki kurabiyesini yemek istemişti. Ama Annett ona hiçbir şey vermemişti. Hem de tek bir kırıntı bile vermek istememişti! Sonra karlara bata çıka evine gitmişti. Doğuş Bayramı nedeniyle çok mutluydu. Ama babasının üzgün yüzünü görünce donup kalmıştı. Annett: “Annemin durumu kötü mü?” Baba: “Evet Annett. Durumu çok kötü. Seni görmek istiyor.” Annett usulca annesinin yatağının başucuna gitti. Annesinin yorgunlukla sanki fısıldıyormuş gibi kendisine söylediği şu sözleri hiç unutmadı. Anne: “Annett, sana bir armağanım var. Küçük erkek kardeşin. Ona çok iyi bak.” Annett bebeği kucağına aldı. Bütün bunların anlamı neydi? Çok geçmeden babası geldi yanına. Baba: “Annett, annen artık bizimle birlikte değil. Doğuş Bayramı’nı cennette kutlayacak. Öleceğini biliyordu, o nedenle sana Dani’yi verdi.” Annett babasının kollarında ağlayarak uykuya daldı. Bu Annett’in hayatındaki en hüzünlü Doğuş Bayramı’ydı. Annett öyle dalmıştı ki düşüncelerine, büyükannesinin geldiğini fark etmedi bile. Dani: “Büyükanne, bize cenneti anlatsana biraz.” Büyükannesinin cennetten bahsetmesi Dani’nin çok hoşuna gidiyordu. Çünkü bu harika yerde hiç gözyaşı yoktu. Annett’in yüreği Lukas’a karşı düşmanca hislerle doluydu. Böyle olunca yüreğinde İsa’ya yer kalmıyordu. Bu nedenle her şey daha da kötüleşti. Bir dahaki sefere hikayenin devamını anlatacağım. Konuşan kişiler: Anlatıcı, Annett (kız), Dani (erkek), baba, anne © Copyright: CEF Germany |