Home
Links
Contact
About us
Impressum
Site Map


YouTube Links
App Download


WATERS OF LIFE
WoL AUDIO


عربي
Aymara
Azərbaycanca
Bahasa Indones.
বাংলা
Български
Cebuano
Deutsch
Ελληνικά
English
Español-AM
Español-ES
فارسی
Français
Fulfulde
Gjuha shqipe
Guarani
հայերեն
한국어
עברית
हिन्दी
Italiano
Қазақша
Кыргызча
Македонски
മലയാളം
日本語
O‘zbek
Plattdüütsch
Português
پن٘جابی
Quechua
Română
Русский
Schwyzerdütsch
Srpski/Српски
Slovenščina
Svenska
தமிழ்
Türkçe
Українська
اردو
中文

Home -- Turkish -- Perform a PLAY -- 081 (Man overboard 1)

Previous Piece -- Next Piece

TİYATRO OYUNLARI -- bu oyunları başka çocuklara oyna!
Çocukların oynaması için tiyatro oyunları

81. Denize Atılan Adam 1


Haydi gel, seninle birlikte şu kente bir bakalım!

Erkek: “Şuna bak, nasıl da dayanıklı! Ben gözetleme kulelerine bakmak istiyorum.”

Kız: “Ben kütüpnaheye gitmeyi tercih ederim. Saatler boyunca kitapları inceleyebilirim.”

Erkek: “Sarayı görmeye gidelim. Nasıl da görkemli bir saray!”

Kız: “Bence hayvanat bahçesine gidelim.”

Erkek: “Akrabalarını mı ziyaret etmek istiyorsun?” (gülüyor)

Uzun yıllar önce Tanrı bir kente baktı. Kentin görkemli dış görünüşü O’nu etkilememişti. Bu görkemli görünüşün arkasında nefret, kavga, yalan ve cinayet vardı. Bu kentteki insanlar sanki Tanrı ve Tanrı’nın Yasası yokmuş gibi yaşıyorlardı. Yaratıcılarını tamamen unutmuşlardı. Bu, bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir.

Tanrı bugün senin yaşamına baksaydı orada neler görürdü?

Tanrı günahı cezalandırmak zorunda, çünkü O kutsaldır. Ama Tanrı aynı zamanda sevgidir. O insanları kurtarmak istiyor, bu nedenle uyarıyor.

Tanrı: “Kalk, Ninova’ya o büyük kente git ve insanları uyar. Çünkü beni unuttular.”

Yunus kalkıp gitti, ama Ninova’ya değil.

(koşma ve nefes alıp verme sesi)

Yunus: “Asla gitmeyeceğim Ninova’ya. Halkımın düşmanlarına ne diye gidecekmişim? Deli miyim ben? Gebersinler! Hepsi ölümü hak etti. Limanda bir gemi var. Onlara çok para vereceğim ve buradan çok uzaklara gideceğim.”

Tanrı’dan kaçmanın bedeli büyüktür. Yunus geminin ambarına gitti ve bitkinlikle fıçıların ve tahta kutuların arasında kıvrılıp uyudu. Yunus çok da akıllı sayılmazdı. İnsan hiç Tanrı’dan kaçabilir mi? Dünyanın sonuna gitsek bile bulur bizi. Tanrı Yunus’u gördü.

O anda denizde bir fırtına koptu. Gemiciler tanrılarına yalvarmaya başladılar. Kendilerini kurtarabilecek olan gerçek, yaşayan Tanrı’yı tanımıyorlardı. Gemiyi hafifletmek için yüklerini denize attılar. Kaptan Yunus’u uyandırdı.

Kaptan: “Hey, uyan! Kendi tanrına yalvar, belki bizi kurtarır.”

Birden Yunus’un uykusu açıldı. Sonra her şey açıklığa kavuştu.

Gemici: “Sen kimsin? Nereden geliyorsun? Mesleğin ne?”

Yunus: “Adım Yunus. Denizi ve karayı yaratan Tanrı’ya inanıyorum. Bu belanın suçlusu benim. Tanrı’ya itaat etmedim.”

Gemici: “Şimdi ne yapacağız?”

Yunus: “Beni denize atın. O zaman Tanrı’nın öfkesi dinecek ve deniz durulacak.”

Önce bunu yapmak istemediler, ama sonra Yunus’u alıp denize fırlattılar.

(Su sesi)

Her şey bitti mi peki? Hayır! Bu macera daha yeni başladı.

Bir dahaki sefere devamını anlatacağım.


Konuşan kişiler: Anlatıcı, erkek, kız, Tanrı, Yunus, gemiciler, kaptan

© Copyright: CEF Germany

www.WoL-Children.net

Page last modified on May 29, 2018, at 06:46 AM | powered by PmWiki (pmwiki-2.3.3)